aşlık
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
aşlık
и. аш хәзерләү өчен кирәкле нәрсә; ашлык
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
aşlık
zahire, tahıl, hububat, ekin. ~ üy: zahire ambarı, ~ gürbe: hububat konulan büyük sandık, bazarğa ~ eltiv: pazara zahire götürme, ~ bazar: zahire pazarı, ~ baş: başak, ~ bürtükden, cün tükden: zahire taneden, yün tüyden (d), Cögün ~ sata, üydegisi açdan kata: Cögün ekin satıyor, çoluk çocuğu aç yatıyor (d).
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
aşlık
aş evi, mutfak, yenıeklik·I, 114, 373; II. 204 bkz> tarıg