Eski
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
eski
с. 1) иске; искергән; 2) борынгы; 3) элекке, элеккеге; 4) тәҗрибәле □ eski püskü иске-москы ◊ eski hamam eski tas иске мунча, иске таш (үзгәрмәгән, кабатланып килгән нәрсәләр тур); eski kurt карт бүре
Pure Turkish to Turkish (Kuleli)
eski
1. Antik
2. Bayat (Yemek)
3. Çağdışı
4. Antik
Uzbek—English Dictionary (Dirks, 2005)
eski
old; former, ex-; old-fashioned; seasoned, experienced. ~lar old people. ~ gap old story, s.t. that everyone knows or has seen. ~ (usuldagi) maktab old school. ~ tos, ~ hammom the same old story. ~dan before, formerly. ~ dard chronic problem. biz ~ odammiz We're old-fashioned folks.
Kyrgyz—Turkish Dictionary
eski
eski; eski - usku : eski - püskü; paçavralar; eskininin cañısı bolğon üy: oldukça eski (harf.eskilerin. yenisi olan) keçe ev; aydıñ eskisi : ayın ikinci yarısı.
Uyghur—Turkish Dictionary (Kurban, 2016)
eski
Eski, kötü. Eski öy – Eski ev. Biz eski jayimizda turumiz – Biz eski yerimizde oturuyoruz. Eski-eski zamanlarda – Çok eski zamanlarda. Eski kitaplarda – Eski kitaplarda. Eski adem – Kötü adam.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
eski
¹ eski, kadim, tecrübeli; bozuk, yıpranmış.~ adetle: eski adetler, ~ coruk: eski yöntem, ~ çurukla: eski ayakkabılar, ~ şahar: eski şehir, ~ bolmak: eskimek, bozulmak, ~ zamanda: eski zamanda; gırcın ~ bolğandı: ekmek bozulmuş, meşina ~ bolğandı: makine eskimiş, makine yıpranmış.
² kirli çamaşır; iç çamaşır. ~ cuvmak: çamaşır yıkamak; ~ tikmek: iç çamaşır dikmek, ~ camamak: iç çamaşır yamamak, ~ kuşnu uyası kuru kalmaz: tecrübeli kuşun yuvası kuru kalmaz (as).
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
eski
eski, I, 129