Av
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
av
и. 1) ay, сунар; 2) ауга төшкән хайван, киек; 3) күч. хәйлә тозагына төшкән кеше
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
av
Türkiye Türkçesi: av
Azerbaycan Türkçesi: ov
Başkurt Türkçesi: hunar avsılık
Kazak Türkçesi: aŋ avlav
Kırgız Türkçesi: aŋ ū
Özbek Türkçesi: àv
Tatar Türkçesi: av sunarçılık
Türkmen Türkçesi: ãv
Uygur Türkçesi: o(v)
Rusça: oⱨóta
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
av /ɔːtˈɒnəmi/
1. (kıs.) Authorized Version.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
av /ˌɔːtəʊpˈaθɪk/
1. (kıs.) average, avoirdupois.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
av
1. Örtü, paravan. ~ cavluk: gelinin başına örtülen yağlık, başörtüsü, kelin ~: gelinin yüzünü örtmek için başına atılan büyük başörtüsü, ~ tübünde: örtü altında, ~ almak: düğünün bitimine doğru merasimle gelinin başındaki örtüyü kaldırmak (halk adedi), ~ atmak: örtü örtmek, ~ atılğan: başı örtüyle kapatılan (kimse), bet ~: yüz örtüsü, peçe. 2. Perde, beyazlık. Közüne ~ tüşgen: gözüne perde gelen, közlerine ~ çaphan: gözlerine perde inen (katarakt olan). 3. Ağ. ~ gıbı: örümcek, gıbı ~: örümcek ağı, çibin ~: sinek ağı, sinekleri yakalayan örümcek ağı.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
av
av·I, 32
emir verenin emrini tanımamayı bildirir bir edat,I, 40