Artık
Turkish to Pure Turkish Dictionary (Kuleli, 2013)
artık
[Köken: Anlam genişlemesi] (bundan sonra) Şimdi, Bundan Geyin
[Köken: Anlam genişlemesi] (nihayet) Ayak gelip, Ayakta, Sonunda
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
artık
1. с. 1) артып калган, артык; 2) артык, бигрәк; бик тә; 3) кер. сүз мәгъ. моннан ары, икенчеләй. 2. и. калдык га artık değer экон. өстәмә кыйммәт; artık gün кәбисә елындагы 29 нчы февраль
Pure Turkish to Turkish (Kuleli)
artık
1. Caba
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
artık
Türkiye Türkçesi: artık
Azerbaycan Türkçesi: artıg
Başkurt Türkçesi: yitär (indi) artık
Kazak Türkçesi: endi
Kırgız Türkçesi: mından kiyin
Özbek Türkçesi: endi endilikdä
Tatar Türkçesi: citär artık
Türkmen Türkçesi: mundan soŋra indi
Uygur Türkçesi: ämdi artuk
Rusça: teper' vpred'
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
artık
Türkiye Türkçesi: artık
Azerbaycan Türkçesi: artıg
Başkurt Türkçesi: artık
Kazak Türkçesi: artık
Kırgız Türkçesi: artık köp
Özbek Türkçesi: àrtıkçä àrtık
Tatar Türkçesi: artık
Türkmen Türkçesi: artık köp
Uygur Türkçesi: artuk
Rusça: izlişek izbıtok
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
artık
Türkiye Türkçesi: artık
Azerbaycan Türkçesi: artıg
Başkurt Türkçesi: aⱬak kilip ahırⱬa
Kazak Türkçesi: akırı
Kırgız Türkçesi: akırı
Özbek Türkçesi: àⱨiri nihàyät piràvärdidä
Tatar Türkçesi: nihayat' azak kilip ahırda
Türkmen Türkçesi: ãhırı ahırsoŋ
Uygur Türkçesi: aⱨir
Rusça: nakonest-to
Kyrgyz—Turkish Dictionary
artık
daha fazla ; daha iyi ; arta kalan ; fazla ; ziyade ; men artık berdim ; 1 ) ben fazla verdim ; 2 ) ben fazlasını verdim ; artığı menen orundaldı : fazlasile yerine getirildi ; cıkton barı artık ats . : << var >> tan yeğdir ; ölgön colborston tirüü çıçkan artık : diri fare ölü kaplandan daha iyidir ; artık tuugan bk . tuu II ; artıkbaş == artık baş ; berbegeninen artıgan çıgardı : verdi amma vermese daha iyi olacaktı . ( aşırı fazla karşılık almak şartiyle , yahut minnet ederek , sövüp sayarak verdi ) .
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
artık
artık, fazla, yedek. ~ söz: artık söz, hakaretamiz söz, ~ bermek: fazla vermek, ~ işlev: fazla çalışma, ~ kalğan: arta kalan, geride kalan, fazlalık, ~ kıynalıv: çok zahmet çekme, andan ~: ondan fazla, ~da alamat: çok mükemmel, çok harika, ~da igi: daha da iyi, çok iyi, ~da bek: daha da çok, özellikle, bilhassa, ~da bek caş kavum işleydi: özellikle genç kesim çalışıyor, ~ kulak kakğan: fazladan tekbir alma (vitir namazının 3. rekâtında fazladan alınan tekbir), ~ aythandan ese, ~ atla: çok konuşmaktansa, çok yürü (a.s.), ~ mal köz çığarmaz: fazla mal göz çıkarmaz (a.s.), ~ ullu kabma, karılırsa: çok büyük ısırma, tıkanırsın (büyük lokma alırsan boğazında kalır) (d).