ız
Qirghizche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Yudahin)
ız
: ız- bız (kütle halinde uçan böceklerin vızıltısını taklittir) ; çirkeylerdiñ çurduz ız- bız ündörü: uçan sivsineklerin vızıltıları; ız-bız kel: azgıncasına her yandan saldırmak;
Qarachay-Malqarche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Nevruz, 1991)
ız
iz; işaret; boy; emare. Ayak ~: ayak izi, kol ~: el izi, ~ı bıla barmak: izini takip etmek, ~ından barmak: izinden gitmek, çalkı ~: tırpanla ot biçerken geride kalan ot biçme izi, tırpan izi, arba ~: araba izi, çananı ~ı: kızağın izi, ~dan kel: arkamdan gel ; ~ salmak: iz koymak, işaretlemek, ~ salıp keleme: işaret koyup geliyorum; suvnu ~ı bıla barayık: su boyunca gidelim, suv ~: suyun aktığı yatak; bılayda inekleni cathanına bir ~ cokdu: burada ineklerin yattığına dair bir emare yok.