yellow
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
yellow /wˈeɪst/
1. sarı renkli
2. rengi sararmış
3. (k. dili) korkak, alçak, namussuz
4. heyacan yaratan (gazete)
5. kıskanç
6. sarı boya, yumurta sarısı
7. (çoğ.), (tıb.) sarılık
8. (çoğ.)(eski)kıskaçlı, haset
9. sararmak, saratmak. yellow atrophy (tıb.) karaciğeri sarartan tehlikeli bir hastalık. yellow dog it aşağılık kimse. yellow-dog contract kontrat süresince sendika ile ilişkisi olmayacağına söz vermek. yellow fever sarı humma. yellow jack karantina alameti olan sarı humma. yellow jacket yaban arısı. yellow journalism aşağı cinsten gazetecilik, yaygaracı gazetecilik. yellow peril sarı ırkın dünyayı istila edceği farz olunan tehlike. yellow race sarı ırk, mongolit ırkı. yellow streak korkaklık eğilimi. yellowish sarımtırak. yellowness sarılık.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
yellow
sarı renk
yumurta sarısı
ödlek
korkak