turn
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
turn /tˈuːm/
1. dönüş devir, deveran
2. sapış, yön değiştirme, yönelme, istikameti çevirme
3. sapak, dönemeç
4. viraj
5. oyun sırası
6. korkutma, ödünü koparma
7. gezme, dolaşma
8. gidip gelme
9. muamele
10. sıra, nöbet
11. kabiliyet, yetenek, istidat
12. biçim
13. yön
14. tarz, nevi
15. (k. dili) sarsıntı, şok
16. kısa piyes
17. büklüm, kıvrım
18. dönüm
19. iş fırsatı
20. (müz.) grupetto, grupçuk, kümecik, işleme. turn about, turn and turn about nöbetle, sıra ile. turn bench torna. turn of phrase üslup. turn of the screw bir amaç uğruna baskı kullanma. at every turn her defasında, istisnasız. by turns nöbetleşe. done to a turn tam kararında pişmiş. in turn sıra ile, nöbetle. out of turn sıra beklemeden, sıra dışından. take turns nöbetleşmek, sıra ile yapmak. take a sudden turn birden fenaya veya iyiye dönüvermek (hastalık) It' your turn. Sıra sizde. This will serve my turn. Bu benim işimi görür.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
turn /tˈɒmbak/
1. döndürmek, çevirmek
2. devrettirmek, altüst etmek
3. torna tezgâhında biçim vermek
4. tersyüz etmek
5. burkmak
6. biçimini değiştirmek, bozmak, tahvil etmek, değiştirmek
7. kıvırmak
8. körletmek
9. uygulamak, faydalanmak
10. etmek yapmak
11. doğrultmak, tevcih etmek, yöneltmek
12. havale etmek, teslim etmek, nakletmek
13. ekşitmek
14. tercüme etmek, başka dile çevirmek
15. bulandırmak
16. geri çevirmek
17. dönmek, devretmek, deveran etmek
18. yönelmek
19. geçmek
20. dönüşmek
21. kesilmek, olmak
22. bulanmak, sersemlemek
23. geçmek doldurmak
24. sapmak, eğilmek
25. döneklik etmek
26. bozulmak, ekşimek
27. (den.) tiramola etmek. turn about öbür tarafa dönmek
28. evirip çevirmek. turn a deaf ear to işitmezlikten gelmek, kulak asmamak. turn adrift başıboş bırakmak. turn against aleyhine dönmek, aleyhine döndürmek. turn a hair kılını kıpırdatmak, aldırış etmek. turn a hand işe koyulmak, girişmek. turn an honest penny namusu ile ekmeğini kazanmak. turn a neat phrase hoş bir üslupla yazmak. turn aside bir yana dönmek
29. saptırmak, vaz geçirmek. turn away başka tarafa yöneltmek
30. kovmak
31. dönüp gitmek
32. vaz geçmek. turn back geri çevirmek
33. geri dönmek. turn color renk değiştirmek. turn down kıvırmak bükmek
34. reddetmek
35. yüzünü aşağı çevirmek (iskambil kâğıtları)
36. kısmak. turn in içine kıvırmak, içeriye doğru çevirmek
37. yatmak. turn inside out içini dışına çevirmek, tersyüz etmek. turn into olmak, dönmek. turn loose salıvermek, serbest bırakmak. turn off kapamak
38. kesmek
39. lafa boğmak, sözü çevirip cevapsız bırakmak
40. (İng.) yol vermek
41. (argo) ilgisini kaybetmek. turn on açmak
42. (argo) heyecanlandırmak, esritmek
43. (argo) esrar kullanmak
44. bağlı olmak, bakmak
45. düşman olmak. turn one' back on sırt çevirmek. turn on one' heels dönüp gitmek. turn out tersyüz etmek
46. dışarı atmak
47. otlatmak için dışarıya çıkarmak (hayvan)
48. dışına dönmek
49. yapmak, imal etmek, meydana getirmek
50. söndürmek
51. katılmak
52. (k. dili) yataktan kalkmak
53. çıkmak. turn over çevirmek, devirmek
54. zihninde evirip çevirmek
55. altüst olmak, devrilmek
56. alıp satmak (mal) turn over a new leaf yeni bir hayata başlamak. turn round çevirmek, çevrilmek, dönmek. turn tail kaçmak, tüymek, toz olmak. turn the corner köşeyi dönmek
57. krizi geçirmek, tehlikeyi atlatmak. turn the tables on one tersine çevirmek
58. altüst etmek. turn the trick işi halletmek. turn thumbs down on reddetmek.. turn to müracaat etmek, baş vurmak, yardımını istemek
59. işe koyulmak
60. (belirli bir sayfayı) açmak. turn traitor hain olmak, hainlik etmek. turn turtle (den.) alabora olmak, ters dönmek. turn up yukarı çevirmek, çevirip kaldırmak
61. açmak
62. yüzünü yukarı çevirmek
63. ortaya çıkmak
64. gelmek, bulunmak. turn upside down altüst etmek veya olmak
65. devrilmek.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
turn
çevirmek
döndürmek
çevrilmek
dönmek
dönmek
sapmak
dönmek
saptırmak
döndürmek
yöneltmek
doğrultmak
üstüne tutmak
kıvırmak
katlamak
dönüşmek
dönüştürmek
ekşitmek
varmak
ulaşmak
dönme
döndürme
dönüş
sapma
yönelme
değişim
değişiklik
devir
bir şeyi yapma sırası
sıra
hastalık nöbeti
nöbet
şok
sürpriz
heyecan
dönemeç
yetenek
eğilim