take
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
take /sˈaɪ/
1. (took, taken) almak
2. götürmek
3. kapmak
4. yakalamak, gasp etmek
5. tuzağa düşürmek
6. kazanmak
7. seçmek
8. satın almak
9. kiralamak
10. olmak
11. abone olmak
12. çıkarmak
13. uğramak
14. karşılamak
15. farz etmek, saymak
16. anlamak, kavramak
17. yapmak
18. faydalanmak
19. ile gitmek
20. duymak, hissetmek
21. tutmak
22. da yanmak
23. (argo) aldatmak, kandırmak
24. kenetlenmek
25. sin çevirmek. take aback şaşırtmak. take a beating dayak yemek
26. bozguna uğramak. take about gezdirmek. take a bow tebrikleri kabul etmek. take a breath nefes almak, dinlenmek. take account of hesaba almak veya katmak .take a chair oturmak. take a course ders almak
27. (den.) belirli bir yönde gitmek. take a dare meydan okumaya aldırış etmemek
28. meydan okuyana karşı koymak. take advantage of faydalanmak, istifade etmek
29. istismar etmek. take affront alınmak, darılmak .take after benzemek: yolunu tutmak, izinde yürümek. take aim nişan almak. take a joke şakadan anlamak, şakaya gelmek. take alarm korkmak. take along beraber götürmek. take amiss yanlış anlamak
30. darılmak. take an examination sınava girmek. take apart ayırmak, koparmak
31. soruşturmak. take a picture resim çekmek. take a powder (argo) toz olmak, tüymek. take arms silâha sarılmak. take a shot nişan almak
32. resim çekmek .take at one' word sözüne inanmak. take away alıp götürmek. take back geri almak .take care dikkat etmek, ihtiyatlı davranmak. take care of bakmak
33. rüşvet alarak halletmek
34. (argo) öldürmek. take caution against bir şeye karşı tedbir almak. take charge idaresini üzerine almak. take counsel danışmak
35. ölçünmek. take cover sığınmak. take dictation dikte almak. take down indirmek
36. sökmek, parçalara ayırmak
37. kibrini kırmak, alçaltmak
38. yazmak, kaydetmek, dikte almak. take effect yürürlüğe girmek, muteber olmak
39. tesir etmek. take fire tutuşmak, ateş almak, alevlenmek .take for diye almak, sanmak, zannetmek. take French leave izinsiz savuşmak. take from almak
40. çıkarmak. take from the table ertelenmiş bir tasarıyı yeniden ele almak. take heart yüreklenmek, cesaret almak, kuvvet almak .take heed kulak asmak, dinlemek, önem vermek. take hold tutmak, ele geçirmek, işi yürütmek. take in almak, içeriye almak
41. daraltmak
42. yelken sarmak
43. kapsamak
44. (k. dili) aldatmak, yutturmak
45. (A.B.D.), (k. dili) gezmek, görmek. take in hand avuncunun içine almak, idaresini ele almak. take into account hesaba katmak. take into one' head tutturmak. take in tow yedeğe almak
46. yol göstermek. take in vain küfür etmek. take issue with aksi tarafı tutmak. take it anlamak
47. katlanmak, dayanmak. take it easy işin kolayına bakmak, aldırmamak. Take it easy ! Sakin ol ! take it hard çok etkilenmek. take it on the chin yenilmek
48. dayanmak. Take it or leave it ister al, ister alma. take it out in para yerine kabul etmek (mal) take it out on (A.B.D.), (k. dili) öfkesini birisinden çıkarmak, çatmak, hırsını çıkarmak. take kindly to hoşlanmak, hoşuna gitmek. take leave ayrılmak, gitmek. take lying down katlanmak, hazmetmek. take measures tedbir almak. Take my word for it Bana inanınız Sizi temin ederim. take notice of dikkat etmek, farkına varmak, ehemmiyet vermek. take oath yemin etmek, ant içmek. take occasion fırsattan faydalanmak. take off çıkarmak: kopya etmek
49. indirmek
50. ölümüne sebep olmak
51. (k. dili) taklit etmek
52. (uçak) havalanmak
53. (k. dili) kalkmak. take office göreve başlamak. take on ele almak
54. üstüne almak
55. vazife vermek, işe almak
56. (k. dili) sızlanmak. take one' fancy hoşuna gitmek. take one' life in one' hands kellesini koltuğuna almak. take out çıkarmak
57. çıkartmak
58. eşlik etmek. take over teslim almak
59. idareyi elinde tutmak. take pains with çok uğraşmak, didinmek. take part katılmak, iştirak etmek. take place vaki olmak, vuku bulmak .take potluck Allah ne verdiyse beraber yemek. take possession kullanmak, sahip çıkmak. take pride gurur duymak. take root kökleşmek, tutmak. take shape şekil almak, teşekkül etmek. take sick hastalanmak. take sides taraf tutmak. take steps tedbir almak. take stock depo mevcudunu saymak, malın mevcudunu hesap etmek
60. hesaplamak. take the chair başkan olmak .take the field bir sahaya atılmak
61. savaşa başlamak. take the stage dikkati üzerine çekmek. take the veil rahibe olmak. take the wind out of one' sails (k. dili) öfkesini yatıştırmak, yelkenleri suya indirmek. take time vakit almak, vakit istemek. take to çare olarak kullanmak
62. alışmak
63. hoşlanmak. take to heart etkilenmek. take to one' heels tabanları kaldırmak, kaçmak. take to task azarlamak, paylamak . take up yukarı çekmek, kaldırmak
64. üzerine almak, karışmak
65. poliçeyi ödemek
66. almak
67. (kıs.)altmak
68. başlamak
69. ele almak
70. kabul etmek .take up arms silâha sarılmak. take up the gauntlet meydan okumasını kabul etmek .take up with (k. dili) arkadaşlık kur- (mak.) take walks dolaşmak, gezmek, yürüyüşe çıkmak .take water su almak (gemi) Take your time Acele etmeyin. be taken with çok hoşuna gitmek. He has been taken from us Onu ölüm bizden ayırdı. I have taken your time Vaktinizi aldım Sizi meşgul ettim.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
take /sʌbsˈɜːviənt/
1. alma, alış
2. tutma, tutuş
3. sin çekim
4. bir seferlik av miktarı
5. (A.B.D.), (k. dili) hasılat
6. (çalınan) parti
7. (İng.) kiralanmış arazi
8. (ası) tutma
9. kavrama.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
take
almak
götürmek
kiralamak
tutmak
kazanmak
almak
(sınav) girmek
(fotoğrafını) çekmek
kabullenmek
üstlenmek
almak
gerektirmek
istemek
(içine) almak
taşıma
hasılat
para
kâr
çekim