push
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
push /pɹˌɒbəlmˈatɪkˈaɪkəl/
1. itmek, dürtmek
2. sürmek, sevketmek, yürütmek
3. sıkıştırmak, tazyik etmek
4. saldırmak, üzerine hücum etmek, arkasını bırakmamak
5. tos vurmak, boynuz ile vurmak
6. (k. dili) kanunsuz yoldan uyuşturucu madde satmak. push about öteye beriye kakmak
7. kakışmak. push away itip defetmek. push back geriye itmek, geriye kakmak. push down aşağı sürmek
8. itip yıkmak. push forward ileri sürmek veye itmek. push in itip içeri sokmak. push off avara etmek. push on devam etmek, ileri sürmek. push out denize açılmak. push through nihayetine kadar götürmek, bitirmek. push up yukarı sürmek. push up daisies (argo.) ge- bermek. push one' way ileri gitmek. pushed for money para sıkıntısında. pushed for time vakti dar.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
push /pɹəbˈəʊnəʊ pˈʌblɪkˌəʊ/
1. itiş, kakış, dürtüş, sürme
2. hücum
3. baş sıkılması, ihtiyaç, sıkıntı
4. basacak yer, düğme
5. (argo.) ahbaplar takımı, kumpanya. push button elektrik düğmesi. pusher iten kimse veya şey
6. enerjik kimse
7. uyuşturucu madde satan kimse.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
push
itmek
basmak
bastırmak
sıkıştırmak
zorlamak
baskı yapmak
reklamını yapmak
uyuşturucu satmak
...yaşına merdiven dayamak
itme
itiş
kakma
dürtme
ilerleme
hücum
çaba
gayret
güç
enerji
girginlik
girişkenlik
destek
yardım
işten kovulma
atılma