press
Pamukkale Azarbayjan Türkchisi - Türkiye Türkchisi (A.D.T.ningki)
press
cendere
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
press /pˈɒlətˌɪks/
1. basın, basılmış şeyler ve özellikle gazeteler
2. basın mensupları
3. gazete yazısı
4. matbaa makinası
5. matbaa, basımevi
6. baskı tezgâhı
7. pres, cendere, mengene
8. sıkıştırma
9. kalabalık, yığışma
10. sıkışma, acele, baskı, iş çokluğu
11. baskı sanatı
12. elbise dolabı
13. (giyside) ütü. press agent (sanatçının) basın sözcüsü. press association basın kurumu. press box herhangi bir yerde basın mensuplarına ayrılan yer. press clipping (gazet.) kupür. press conference basın toplantısı. press gallery basın locası. press of canvas yelkenin rüzgârın elverdiği kadar açılması. press proof (matb.) son prova, makina provası. press release basın bildirisi. freedom of the press basın özgürlüğü. go to press matbaaya verilmek, basılmak. hat press şapka kalıbı. hay press ot presesi. in press basılmakta. off the press bas- kıdan çıkmış. oil press yağhane. the press of modern life zamanın gerektirdikleri. the yellow press günlük olayları abartmalı ve hissi bir dille yayımlayan gazeteler.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
press /pˌɒlɪtˈɪʃən/
1. zorla hizmete almak
2. bahriye hizmetine zorlamak
3. askerliğe, özellikle bahriyeye zorla alma. press gang bahriyeye zorla asker toplama bölüğü.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
press /pˈɒlɪti/
1. basmak
2. sıkmak, sıkıştırmak
3. sıkıp suyunu veya yağını almak, özsuyunu almak
4. baskı yapmak, zorlamak, üstüne düşmek, ısrar etmek
5. sıkıca sarılmak
6. hızlı sürmek, çok koşturmak
7. ütülemek
8. kitle halinde ilerlemek. press forward hızla ilerlemek. Don't press your luck. Şansına güvenme. Time is pressing. Vakit dar.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
press
sıkıştırma
baskı
tazyik
(el) sıkma
sıkma makinesi
pres
cendere
makine
iş çokluğu
iş sıkışıklığı
ütü yapma
ütüleme
bası
basın mensupları
gazeteciler
matbuat
basımevi
matbaa
baskı
basım
çap
çap olunma
baskı makinesi
matbaa makinesi
bastırmak
basmak
sıkıştırmak
sıkmak
sıkıp suyunu çıkarmak
ütülemek
çabuklaştırmak
hızlandırmak
ısrar etmek
üstelemek
toplaşmak
üşüşmek
koşuşmak
toplanmak
hızla ilerlemek
Özbekche—In'gilische Lughet (Dirks, 2005)
press
(Russian) press, punch; (coll.) paperweight.