ooz
Qirghizche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Yudahin)
ooz
1. ağız; oymok ooz: bk. oymok; oozdan çıkınca: boğazdan çıkarcasına (yemek) ; oozdan çıkkança toyo cedik: boğazımıza gelinceye kadar yedik; ir oozdan: bir ağızdan; ittifakla; ooz biriktirip: sözleşerek, söz birliğiyle; ak ooz bol- : sövmelere, hakaretlere duçar olmak; oozuñdu appak kıldır sana adamakıllı sövüp saydı; oozuña alba! : ağzına alma! ağzını açıp anma! ; oozdon tüşürböyt: dilinden düşürmüyor; men bir üç ooz kep aytam: iki- üç kelime söyliyeceğm; eki oozun biri ele okuu boldu: ( söylediği ) iki sözün biri talim oldu ( yani talim hakkında çok konuştu ) ;oozuna kelgendi söylöy beret: aklına estiğğini söylüyor ( harfiyen ağzına ne gelirse onu söylüyor); bir ooz = kel= degende carabayt: bir= gel= kelimesini demeye bile yaramıyor ( buyurun! demesini bile bilmiyor) ; oozmo-ooz surayt: ( başka birisi vasıtasiyle değil de ) şahsan soruyor ; açık ooz bk. açık; kızıl ooz: kızıl dudaklı (at don alâmetlerinden ) ; oozdoruna taruu kuyup alğanday: = ağızlarına darı dökülmüş gibi= hiçbir şey söylemiyorlar. ( susuyorlar) ; ooz uçunan coop berdi: ağız ucundan (ehemmiyet vermiyerek) cevap verdi; ooz cıy-: ağzını toplamak, susmak; ooz aç- : ağız açmak (iftar etmek) ; oozdon öp- : ağzını öpmek;attın oozun koy: atın dizginini bırak attın oozun koyun carışıp folk.:atı doludizgin bırakarak ve yarışarak; caman ooz = bakanooz; 2.bir şeyin çıkacağı delik; mılıktın oozu: namlı ağzı; 3.menba,(kaynak) ; almantının oozunda folk.: almatı ırmağının menbaında; 4.büyük kapı (dervaza) ; altın ooz ordo folk.:altın kapılı saray; altın ooz şaar folk.:altın kapılı şehir.