narrow
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
narrow /mˈuːnid/
1. dar, ensiz
2. sınırlı
3. dar düşünceli, dar fikirli
4. darlık içinde
5. cüzi, az
6. sıkı, dikkatli
7. (İng.), (leh.) hasis, tamahkar, cimri
8. dar geçit, (çoğ.) dar boğaz
9. daraltmak, eninden almak
10. sınırlamak
11. kısmak
12. daralmak, çekmek, ensizleşmek. narrow circumstances fakirlik, parasızlık, darlık. nar row escape darı darına kurtulma, ucuz kurtulma. narrow gage (gauge) ray aralığı 141 cm. olan demiryolu
13. dekovil. by a narrow majority az bir çoğunlukla. the Narrows Çanakkale boğazının en dar kısmı. narrowly dar, güçbelâ, darı darına.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
narrow
dar
sınırlı
az
anca yeten
kıt kanaat
daralmak
daraltmak
Axir izdelgen sözler: