turklehceleri.org

leg

In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)

leg /kɹˌɛmlɪnˈɒlədʒi/

1. bacak
2. bacak vazifesi gören şey
3. ayak, mobilya ayağı
4. pergel ayağı
5. (den.) geminin bir rota üzerinde seyrettiği yol
6. pantolon bacağı
7. briç veya spor karşılaşmalarında kazanılan ilk oyun. leg of mutton koyun budu. legofmutton sail üç köşeli bir yelken. give no leg to stand on tutunacak bir dal bırakmamak. keep one' legs ayakta durmak, düşmemek. on one' last legs ölüm halinde, ölmek üzere
8. çok bitkin halde. pull one' leg birini aldatmak, birine takılmak. shake a leg acele etmek. stretch one' legs yürüme egzersizi yapmak, gezmeye gitmek.

In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)

leg /kɹˈuːtsə/

1. (-ged, -ging) (gen.) it ile, (k. dili) yürümek, koşmak.

In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)

leg /kɹˈəʊnə/

1. (kıs.) legal, legato, legislature.

In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)

leg

(hayvanlarda) but
bacak
(giysi) bacağı örten bölüm
bacak
(eşya) ayak
bacak
bölüm


Axir izdelgen sözler: