kıymak
Türkiye Türkchisi – Tiniq Türkche Lughiti (Kuleli, 2013)
kıymak
[Köken: Yerel] (doğramak) Doğramak, Ufatmak, Kıymak
[Köken: Anlam kayması] (acımamak) Ayamamak, Ayamazdan vermek
Türkiye Türkchisi – Tatarche Lughet (Ganiyev, 1998)
kıymak
ф. 1) ваклау, турау, чабу; 2) аямау, кызганмау; рәхимсезлек күрсәтү; paraya kıyarsan alabilirsin акчаңны кызганмасаң, ала алырсың; kıyamamak кызгану, мәрхәмәт итү
ercilasun1991
kıymak
Türkiye Türkçesi: kıymak
Azerbaycan Türkçesi: ģiymä-ģiymä doğramag
Başkurt Türkçesi: vaklav turav turaklav
Kazak Türkçesi: usak turav keskilev ügüv
Kırgız Türkçesi: maydalō
Özbek Türkçesi: toğrämàk mäydälämàk
Tatar Türkçesi: vaklav turav turaklav
Türkmen Türkçesi: maydalamak doğramak
Uygur Türkçesi: kıymak toğrimak uvatmak
Rusça: kroşit' rezat' na melkiye çasti
ercilasun1991
kıymak
Türkiye Türkçesi: kıymak
Azerbaycan Türkçesi: fädã etmäk gıymag
Başkurt Türkçesi: haranlanmav komoⱬlanmav
Kazak Türkçesi: kıyuv ayamav
Kırgız Türkçesi: ayabō kãlabō
Özbek Türkçesi: àyãmásdän bermàk fidà etmàk
Tatar Türkçesi: saranlanmav karanlanmav
Türkmen Türkçesi: gıymak dözmek
Uygur Türkçesi: kıymak
Rusça: ne jalet' jertvovat'
Qarachay-Malqarche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Nevruz, 1991)
kıymak
tıraşlamak, açmak; (kavis biçiminde) kesmek, oymak; takatten kesmek; kıymak, feda etmek. Kalam ~: kalem açmak, ağaçnı iñiçge kıyıp con: ağacı incecik tıraşlıyarak yort; kölekni cağasın ariv kıy: gömleğin yakasını güzel oy; cüregimi kıydı: kalbimi takatten düşürdü; anı berirge közüm kıymaydı: onu vermeye gözüm kıymıyor, munu kıyıp berallık tülme: bunu gözden çıkartıp veremiyeceğim.
yontmak, tıraşlamak, açmak; kavis şeklinde kesmek; kıymak, çıkarmak, feda etmek;. Ağaçlanı kabukların kıyabız: ağaçların kabuklarını yontuyoruz, kalam ~: kalem açmak, kalem tıraşlamak; Satanay tonnu cağasın kıyadı: Satanay kürkün yakasını (kavis şeklinde) kesiyor; berirge közüm kıymaydı: vermeye gözüm kıymıyor, kesi canına kıydı: kendi canına kıydı, közü ~: gözden çıkarmak, közü kıyıp berlik tüldü: gözden çıkarıp veremeyecek.
Türkiye Tillar Diwani (TDK)
kıymak
sözden dönmek; kıymak, eğrilemesine doğramak· III, 246