kurak
Türkiye Türkchisi – Tatarche Lughet (Ganiyev, 1998)
kurak
с. 1) коры, явымсыз; 2) коры, дымсыз (җир)
ercilasun1991
kurak
Türkiye Türkçesi: kurak
Azerbaycan Türkçesi: gurag
Başkurt Türkçesi: koro
Kazak Türkçesi: kurğak
Kırgız Türkçesi: kurğak
Özbek Türkçesi: kurğàk
Tatar Türkçesi: korı
Türkmen Türkçesi: gurak
Uygur Türkçesi: kurğak
Rusça: suⱨoy zasuşlivıy bezvodnıy
Özbekche—In'gilische Lughet (Dirks, 2005)
kurak
wooden shovel or spade; shoulder blade. ~ tish front teeth, incisors. ~da turmaydigan unmentionable; nonsensical.
Qirghizche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Yudahin)
kurak
ı, 1. kumaş parçası; cöntögündö ar türdüü kurak, cip, kiyimdin ööndörü cürüçü: onun cebinde her zaman türlü kumaş parçaları, iplikler, kesintiler bulunuyordu: 2. ayrı- ayrı parçalardan terkip edilen; kurak cuurgan: parçalardan dikilen yorğan.
ıı, zaman ; yaş; kurağı cıyırmağa cetpey: yaşı henüz yirmiyi bulmamışken; men cıyırma beştegi kurağımda: ben yirmi beş yaşımada iken; men kurağında öldü: benim yaşımda öldü; kay kuraktağı kişi ?: bu adam kaç yaşında?