floor
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
floor /fˈɪɡjəɹətˌɪv/
1. taş veya tahta döşeme, yer, zemin
2. dip
3. kat
4. yasama meclisi salonunun üyelere ayrılmış kısmı
5. mecliste söz söyleme hakkı
6. taban ücret, asgari ücret veya fiyat
7. taş veya tahta döşemek, kaplamak: vurup yere yıkmak
8. (k.dili) şaşırtmak, ağzını kapatmak
9. (k.dili) yenmek. floorcloth döşemelik muşamba
10. tahta bezi. floor lamp ayaklı abajur. floor plan (mim.) kat planı. floor show varyete, atraksiyon, eğlence programı. floorwalker (A.B.D) büyük mağazalarda işi idare eden ve müşterilere yardımcı olmak üzere dolaşan adam. ground floor zemin kat. in on the ground floor başlangıçta işe giren. have the floor mecliste söz söyleme hakkı olmak, kürsüye çıkmak. take the floor mecliste söz almak. completely floored tamamen saşırmış. floorer döşemeci. flooring döşemelik.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
floor
döşeme
zemin
taban
(bina) kat
(Parlamento Binası/vb.de) üyelerin oturdukları salon
döşemek
vurup yere yıkmak
devirmek
yıkmak
şaşırtmak
şoke etmek