expedient
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
expedient /jˈuːhɪməɹˌɪzəm/
1. doğru yolu aramadan istenilen sonucu elde etmek için en kolay yolu teşkil eden
2. uygun, münasip, muvafık, kestirme
3. yol, çare, tedbir. expediency yarar veya amaca erişmek için başvurulan çare
4. politika, bir işi doğru veya haklı olup olmadığına bakmadan yürütme. expediently münasip şekilde, uygun olarak.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
expedient
uygun
yerinde
yararlı
umar
çare
yol
önlem