early
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
early /dɹˈuːl/
1. erken
2. eski
3. ilk, ilkel
4. vakitsiz, vaktinden evvel. early bird erken kalkan, sabahçı. The early bird gets the worm Erken davranan istediğini elde eder. early riser erken kalkan kimse .at an early age çocukken.at your early convenience sizin için uygun olan ilk fırsatta.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
early
erken
önceki
ilk
eski
erken
erkenden
-in başlarında
ilk zamanlarında
Axir izdelgen sözler:
- erseklenmek,
- infamous,
- sinirli,
- atalmak,
- güder,
- korğo,
- xijolatlik,
- Yomon,
- yıdıg,
- tulanbarçı,
- körsetmek,
- zəngçiçəklilər,
- burulmaburulma,
- Wej,
- tazyik,
- gaza,
- Köget,
- elverişsiz,
- argun,
- çermeklik,
- bokurdak,
- early