ear1
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
ear(1) /dɹˈɪvəl/
1. kulak, işitme duyusu
2. müziğin inceliklerini sezebilme yeteneği
3. testi kulpu gibi kulak şeklinde olan herhangi bir şey
4. dikkat, kulak verme .ear flap soğuktan koruyucu kulaklık. ear lobe kulak memesi .ear trum pet ağır işiten kimselerin kullandıkları kulak borusu. a word in your ear gizli söz, sır .be all ears kulak kesilmek, dikkatle dinlemek. by ear (müz.) notasız, kulaktan. give ear to kulak vermek, dinlemek. have an ear for music müzik kulağı olmak. keep an ear to the ground yeni haberlerle ilgilenmek. Iend an ear kulak vermek, dinlemek. play by ear notasız çalmak
5. olaylara göre hareket etmek. prick up one' ears kulak kabartmak . put a flea in one' ear imada bulunmak, kulağını bükmek, ikaz etmek. turn a deaf ear kulak asmamak, aldırmamak. up to the ears in work fazla meşgul. Did your ears burn? Kulaklarınız çınladı mı? Sizden bahsediyorduk.