caman
Qirghizche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Yudahin)
caman
1. fena, kötü, berbat, bozuk; cakşını söz öltüröt, camandı tayak öltüröt ats. :iyi adamı söz öldürüyor, kötüyü ise, yalnız dayak öldürüyor; meni caman kıldı: bana fenalık yaptı; caman aytpay cakşı cık atş. : iyiliksiz kötülük yoktur (harfiyen: kötüyü söylemeden iyi olmaz) ; caman at yahut camanat: fena şöhter, kepaze olma; caman at kıl- yahut camanatta- : terzil etmek, kepaze etmek; camanattuu : rüsva olmuş; caman kör- : sevmemek; teveccüh göstermemek; caman cay. avret (ut) yerleri; 2. tar. avamdan olan ; fakir ; 3. pek, gayet; caman çoñ : gayet büyük; caman cakşı: pek iyi; açuusu caman: gayet hiddetli; 4. çocuk, evlat; bir camanım bar: bir çocuğum var; ayuu amanın tileyt, cakşı camanın tileyt ats. : ayı halasını ister; iyi ( adam) çocuk ister.
Qarachay-Malqarche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Nevruz, 1991)
caman
kötü, fena, iğrenç, pis, felaket, korkunç. ~ adam: kötü adam, ~ zat: fena şey, ket sen ~!: defol sen pis herif!, meşina ~ kızıv baradı: araba korkunç hızlı gidiyor, bek ~ iş bolğandı: çok korkunç bir olay olmuş, ~ türlü adamsa: felaket değişik adamsın.