bucket
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
bucket /bɹˈɒnkaɪ/
1. kova, gerdel
2. tulumba pistonu. bucket seat çanak biçiminde koltuk. bucket shop borsa hisseleri üzerinden vurgun yapan
3. meyhane gibi yer. kick the bucket (argo) nalları dikmek, ölmek bucketful bir kova dolusu.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
bucket /bɹˈɒnkiə/
1. kova ile taşlmak veya çekmek
2. dörtnala at koşturmak
3. borsa hisseleri üzerinden vurgun yapmak
4. süratle hareket etmek veya ettirmek.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
bucket
kova
(down ile) şakır şakır yağmur yağmak
bardaktan boşanırcasına yağmak