Kuy
Özbekche—In'gilische Lughet (Dirks, 2005)
kuy
1: tune, melody. ~ga sol- to put to music. ~li melodious.
2: condition, state, circumstances, straits.
Qirghizche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Yudahin)
kuy
ı, f.: kuy bersin, kuy berbesin: ister versin, ister vermesin – hepsi bir.
ıı, f. tabiat, seciye, huy; kuyu buzuk, bk. buzuk; kuyuñdan aşıp barbağır!: mahvolası!.
Qirghizche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Yudahin)
kuy-
ııı, 1. dökmek, bir mayii dökmek, içeri dökmek; ok kuy-: kurşun dökmek; kış kuy-: tuğla pişirmek; bok kuy-: tezek yapmak; kuyup koyğondoy: bir kalıba dökülmüş gibi (benziyor); kudayğa kuy, bütsöñ! es. ant içerken içerken söylenilen tabirdir; 2. dökülmek (nehir hakkında); bay bayğa kuyat, say sayğa kuyat ats.: el eli yıkıyor (harf. zengin zengine döküyor, ırmak ırmağa dökülüyor); 3. hububatı dökmek; ökümöt kampasına kuy-: hububatı hükümete teslim eylemek; oroğo kuy-: ( hububatı, kış için ) sarpona dökmek.
Türkiye Tillar Diwani (TDK)
kuy
dere; kuytu yer, dip·III, 65.106,142 bkz> koy