KUN
Özbekche—In'gilische Lughet (Dirks, 2005)
kun
day; time, life; the sun. ~da every day. ~da shunda habitu?frequenter. ~iga per day. ~ ochiq It's a clear day. ~ ora every other day. ~ oshib (skipping) every other day. ~ sayin day by day. ~ bo'yi all day long. ~ qaytdi/~ og'di It?s past noon.; It?s getting late in the day. ~ botar west. ~ botarda at sunset; in the west. ~ botdi The sun set. ~ botishi sunset. ~i kecha just yesterday. ~ chiqdi the sun rose., The sun came out. ~ chiqar east. ~ chiqarda at sunrise; in the east. ~ chiqardan ~ botargacha from dawn ?til dusk. ~ga teskari not facing the sun, north-facing; shady. ~ tutilishi eclipse of the sun. qora ~ bad times. ~ berma- to torment, to make life impossible or difficult. ~i bitdi It's time is up. ~ ko'r-/oy chiqsa ham unga, ~ chiqsa ham unga to be waited on hand and foot, to be the center of s.o.'s attention or affection. ish ~i workday. ~ tartibi daily schedule, schedule of events. tunu ~ night and day. qulog'idan ~ ko'rinadi to be as thin as a wisp. ~(i) tug'di to have one's day come. ~dan ~(ga) from day to day; day by day. ~ing shunga qoldimi? Have you been reduced to this?
Qirghizche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Yudahin)
kun
f. 1. tar : kan pahası , diyet ; kun kuu- : öldürülen bir akrabanın kanı için öç almak , kan gütmek ( diyet almak yahut kan mukabilinden kan dökmek süretiyle ) ; atasının kunun kuuğan : babasının kanını güttü ; çubaktın kununday kuudu ats. : iddalarının haddi hesabı yoktu ( harf . : çubağın kanını güder gibi öç alma için uğraştı ; çubak kırgız destanında iz bırakmadan kaybolan bir kahramandır , ki kırgızlar onun kanını kâh bir kavimden , kâh diğer bir kavimden isteyip duruyorlardı ) ; kun al- : öldürülen akrabanın öcünü almak ; kunun aldı : intikamını aldı ; kun bütür yahut kun oylo-: kan pahası ödemekle ilgili olan bir dâva hakkında karar çıkarmak ; kunu cok bay : hasis zengin ; erdin kunu , nardın bulu emes ats. : esefe değer bir şey değildir ( harf. : bahadırın kan bahası , hecin devesinin kıymeti de değilki ) ; 2. kunu uçkan yahut kunu kaçkan : işleri sarsıldı , eski iyi durumunu kaybetti kurumunu ve kuruluşunu kaybetti ; kunu kaçıp , şümüröyö kaldı : eski azametini kaybetti ve büzüldü.