ADET
Türkiye Türkchisi – Tiniq Türkche Lughiti (Kuleli, 2013)
adet
[Köken: Arapça] (gelenek) Yola
Türkiye Türkchisi – Tatarche Lughet (Ganiyev, 1998)
adet
и. сан, ничәлек
adet II и. 1) гадәт; 2) кагыйдә, ысул, закон ◊ adet görmek күрем, һәез
ercilasun1991
adet
Türkiye Türkçesi: adet
Azerbaycan Türkçesi: ãdet
Başkurt Türkçesi: ğäⱬät ät
Kazak Türkçesi: ädet
Kırgız Türkçesi: adat kãda
Özbek Türkçesi: àdät urf-àdät räsm-rüsüm
Tatar Türkçesi: ğadät
Türkmen Türkçesi: ãdat
Uygur Türkçesi: adät ürp-adät
Rusça: abıçay traditsiya
Qirghizche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Yudahin)
adet
= adat.
Uyghurche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Kurban, 2016)
adet
a. Adet, anane, töre, gelenek. Kona adet – Eski âdet. Adetke qarshi – âdete aykırı. Adette – Genel olarak; her zamanki gibi. Adettin tashqiri – Olağanüstü, anormal. Adettikiche – Normal. Adet bolup ketken – Alışkanlık haline gelmiş. Adettiki boyucha – Normal halde. Adette – Normal halde. Adettiki – Her zamanki gibi.
Qarachay-Malqarche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Nevruz, 1991)
adet
adet, töre, örf, usül, alışkanlık, teamül, gelenek. ~ bolup kelgen: teamül haline gelen, alışkanlık, ~de corukdaça: yolu yordamınca, adeti usulünce, alışıldığı şekilde, örf-adette olduğu gibi, ~ deça: adetince, usulüne uygun, örfte olduğu gibi, teamülünce, ~de bolmağan: adette olmayan, örfte olmayan, ~i alaydı: usulü öyle, ~inde: sınırında, usulünde, ölçüsünde, ~ni buzmak: adeti bozmak, töreyi bozmak, teamülü bozmak, aman ~: kötü adet, carağan ~: faydalı adet, Karaçay ~: Karaçay töresi, Karaçay örfü, burunñu ~: çok eski adet, eskiden kalan adet, har elni ~i başha: her yerin adeti başka (d), igi ~ge üretiv: iyi alışkanlık öğretme, toy ~: düğün örfü, üyleniv ~: evlenme geleneği, ~ni buzmaz üçün: adeti bozmamak için, ~ alaydı: usül öyle, ~den çıkmazğa kerekdi: töreden ayrılmamak gerek, usulden dışarı çıkmamak lâzım.
Axir izdelgen sözler:
- approximate,
- palace,
- milk,
- xədim,
- keseligine,
- keel,
- beti,
- better,
- kaldak,
- kashatlighuchi,
- negotiation,
- varlanmaq,
- tebip,
- yoriq,
- kiyinde,
- varaklamak,
- dahr,
- savad,
- chirimoq,
- iyilik,
- kın,
- ADET