çıñ
Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)
çıñ
ı, açık muteviyatlı bir şarkıdır, ki onu gençler, gelinin güveyin evine geldiği zaman söylerlerdi; çıñ ayt- : bu şarkıyı söylemek.
ıı, 1. dik dağ uçurumu, yanaşılmaz dağ, (dikliğinden dolayı) dağlarda yanaşılmaz mahal, genelce yanaşılmaz yer; 2. kad. sağlam, kuvvetli, sağlıkla, şiddetlice; çıñ kaçır- : kat’i saldırış, enerjik akın; bulçuñu çıñ : sağlam adeleleri vardır : çıñ bayla (bek baylayerine) : pek bağlamak.
Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)
çıñ-
ııı, çıñ et : vızıldamak (diyelim, uçan sinek hakkında).
Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)
çıñ
en (sıfatların başına gelerek anlama güç verir). ~ alğa ol keldi: en önce o geldi, ~ artında aytdı: en sonunda söyledi.
Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)
çıñ
çınlama, çan ve leğen gibi ;eylerln verdiği ses,III, 357 bkz> çirig
Son arananlar:
- kezzap,
- kartvellər,
- melum,
- silige,
- daras,
- nizamintizam,
- zatiali,
- Temkin,
- bərpaedici,
- Suwluk,
- çırtmalama,
- doýum,
- yskok,
- öpsemek,
- edenlilik,
- ağas,
- anas,
- düşünişmek,
- oynatmak,
- oçoğoy,
- beriki,
- çıñ