turklehceleri.org

tun

Türkiye Türkçesi – Tatarca Sözlük (Ganiyev, 1998)

tun

и. сөйл. караңгы почмак; яшертен урын

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

tun /tˈuː/

1. (-ned, -ning) büyük fıçı
2. takriben 950 litrelik sıvı ölçüsü
3. biracılann mayalama teknesi
4. fıçılamak, büyük fıçıya doldurmak.

Özbekçe—İngilizce Sözlük (Dirks, 2005)

tun

night, nighttime.

Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)

tun

I. yahut tun bala: ilk çocuk; tun uulum: ilk oğlum.

Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)

tun-

II, 1. dinmek; 2. temiz ve şeffâf olmak, durulmak; suu başınan tu- tan ats.: su kaynağından temizlenir; 3. memnun ve mahzuz olmak, tatmin edilmek; tuna kara-: memnuniyetle, tatmin edilerek bakmak; kımızğa tunduk: kımıza kandık: bol bol kımız içtik; 2. asğırlaşlaşmak: kulak tuñan çuu: kulağı sağırlaştıran gürültü partırtı.

Uygurca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Kurban, 2016)

tun

İlk, ilk doğan evlat.

Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)

tun

dinlenme, dölenme· III, 137

kadının ilk çocuğu; kadının ilk kocası· III, 137


Son arananlar: