tavuş
Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)
tavuş
ses, gürültü. Ayak ~: ayak sesi, guguruk ~: horoz sesi, sabiy ~la: çocuk sesleri, davurbaz ~: davul sesi, kobuz ~: mızıka sesi, cel ~: rüzgâr sesi, çibin ~: sinek sesi, kaya kayıthan / zañırdağan ~: kaya yankısı, kayalarda yankılanan ses, soluğan ~: nefes sesi, suv ~: su sesi, tirmen ~: değirmen sesi, hars ~: el çırpma sesi, alkış sesi, uşkok ~: tüfek sesi, şıbıla ~: yıldırım sesi, şıbırdağan ~: fısıltı sesi, ~ tolkunla: ses dalgaları, ~ etmek: seslenmek, ~ etme: ses çıkarma, gürültü etme, açık ~la: açık sesliler, ünlüler, kısık / tunakı ~la: ünsüzler, “~ etmey söleşgen, adamlağa akıl üretgen” (bilm.): ses etmeden konuşan, insanlara akıl öğreten [kitap], atılıvçu ~: patlayıcı ses, erinli ~: dudak seslisi, sıptırılıvçu ~: sızıcı ses, ~ eniklev: ses taklidi, bazık ~: kalın ses, ~undan tanıdım: sesinden tanıdım, ~ cayaçıkla: ses telleri, ol canından adam ~ keledi: o taraftan insan sesleri geliyor, motur tavuş bezdirdi: motor gürültüsü bezdirdi, kıçırık ~: çığlık sesi, ~uñu tıy: sesini tut.
Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)
tavuş
duygu ve kımıldanma· III, 165 bkz> tawış,tawuf