string
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
string /splˈɪnt/
1. ip sicim, kaytan, kordon, şerit
2. şart
3. tahdit
4. boncuk dizisi
5. dizi, seri
6. (A.B.D.), (k. dili) yarış atı grubu
7. kiriş tel, saz teli
8. lif
9. (çoğ.) yaylı sazlar. string bag file string band yaylı sazlar orkestrası. string bean çalı fasulyesi
10. (k. dili) uzun ve sıska kimse, sırık gibi kimse. string quartet yaylı sazlar kuarteti. string tie dar kravat. have two strings to one' bow yedek plan bulundurmak. on a string sermayesiz olarak
11. baskı veya kontrol altında. on the string peşinde. pull strings başkalarının faaliyetini gizlice idare etmek
12. başkalarına gizlice tesir etmek
13. piston kullanmak.
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
string /splˈɪntə/
1. (strung) tel takmak
2. akort etmek
3. germek
4. ipliğe dizmek, ipe geçirmek
5. kılçıklarını çıkarmak (taze fasulye)
6. iple bağlamak veya asmak
7. tel tel olmak
8. sıra veya dizi halinde gitmek. string along aldatmak
9. ayak uydurmak. string along with (k. dili) beraberinde gitmek, peşine takılmak. string up (A.B.D.), (k. dili) ipe çekmek, asmak. stringed iplikli, telli. stringed instruments yaylı sazlar.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
string
sicim
ip
tel
bağ
şerit
kordon
dizi
sıra
boncuk
/vb.dizisi
hevenk
kılçık
sinir
koşul
şart
kayıt
ç
telli çalgılar
(çalgıya) tel takmak
ipliğe dizmek ya da geçirmek