turklehceleri.org

row

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

row /ɹɪzˈɜːvd/

1. kavga, patırtı, kargaşa
2. kavga çıkarmak
3. kavgaya karışmak.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

row /ɹˈɛzəvwˌɑː/

1. sıra, saf, dizi
2. sıra evler
3. sıra evleri olan sokak. hard row to hoe zor iş.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

row /ɹɪsˈaɪd/

1. kürek çekmek, kürek kullanmak
2. kürek çekerek götürmek, kürekle yürütmek
3. kürek çekme
4. kayıkla dolaşma, sandal gezintisi. row against the tide akıntıya karşı kürek çekmek, güçlüklere karşı uğraşmak.

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

row

kürekle yürütmek
kürek çekmek
kayıkla taşımak
kürek çekme
sandal gezisi
sıra
dizi
gürültü
patırtı
şamata
ağız kavgası
atışma
kapışma


Son arananlar: