kıyınlık
Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)
kıyınlık
1. Zorluk, güçlük, zahmet, meşakkat. ~ nedi desegiz: zorluk nedir derseniz, Kış çilleni ~ı üsübüzge çökgendi: karakışın meşakkati üzerimize çöktü, işni ~ allıbızdadı: işin zahmeti önümüzdedir, tav colnu ~ın bilmeymisiz: dağ yolunun zorluğunu bilmiyor musunuz, ~ı kesinedi: zahmeti kendinedir. 2. Dert, keder, acı, bela, felaket, musibet, afet, zorluk. ~da da zavuklukda da birge bolurğa kerekdi: musibette de mutlulukda da birlikte olmak gerekir, Halkıbız sürgünde köp ~la sınağandı: Halkımız sürgünde çok felaketlere maruz kaldı, avur ~: ağır felaket, ~ sınağan adam: çile çeken adam, cüregibizge ~ saldı: kalbimize acı verdi, bu ne ~dı: bu ne acı, başı ~dan kutulmadı: başı beladan kurtulmadı, ~ da zavukluk da ayaklaşıp keledi: musibet de mutluluk da ayaklaşarak gelirler (d), ~nı sınamağan aşhılıknı bağasın bilmez: felaketi sınamayan mutluluğun kıymetini bilmez (as), ~ ocak bıla tüşer, iyneni közü bıla keter: musibet bacayla iner, iğnenin gözüyle gider (d).