koymak
Türkiye Türkçesi – Tatarca Sözlük (Ganiyev, 1998)
koymak
ф. 1) төрле мәгъ. кую; 2) салу; salataya tuz koymak салатка тоз салу; 3) кертү, үткәрү; içeri kimseyi koymuyorlar эчкә беркемне дә кертмиләр; 4) күч. тию, кагылу; bu söz ona çok koymuş бу сүз аңа бик нык тигән
Arı Duru Türkçe – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Kuleli)
koymak
1. Defnetmek
Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü (Ercilasun, 1991)
koymak
Türkiye Türkçesi: koymak
Azerbaycan Türkçesi: goymag
Başkurt Türkçesi: kuyıv halıv urınlaştırıv
Kazak Türkçesi: koyuv saluv
Kırgız Türkçesi: koyū
Özbek Türkçesi: koymàk
Tatar Türkçesi: kuyu salu urnaştıru
Türkmen Türkçesi: goymak
Uygur Türkçesi: koymak
Rusça: klast' stavit' pomeşçat'
Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)
koymak
bırakmak, terketmek, boşamak. Soslan katının koyğandı: Soslan karısını boşamış, anı maña koysañ a! Onu bana bıraksana! Savutnu cerinde koy: aleti yerinde bırak, aytdırmay koymadıñ: söyletmeden bırakmadın, bir keleçi bardı da çakırğanın eltmey koymaydı (bilm.): bir elçi var ki çağırdığını götürmeden bırakmıyor (va’de, ölüm), aña da orun koyuğuz: ona da yer bırakınız, cuklarğa koymadıla: uyumaya bırakmadılar, ol bizni koyup ketdi: o bizi bırakıp gitti, katına koymaydı: yanına bırakmıyor, tütünnü koysañ igi bolur: sigarayı bırakırsan iyi olur, aytıp ~: söyleyivermek, atıp ~: atıvermek, körmegença etip koydu: görmemiş gibi yapıverdi, ürenñen avruv koymaz (d): alışılmış hastalık bırakmaz, huylu huyunu bırakmaz, birin koyup birin aytayım: birini bırakıp birini söyleyim, canşağannı koy da işle: çeneyi bırak da çalış.
Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)
koymak
koymak, koyuvermek, bırakmak, dökmek, çalkamak·II, 45; III, 39, 171. 246 bkz; kodmak, kotmak