turklehceleri.org

grand

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

grand /ɡlˈaswɔːt/

1. büyük, azim, ulu
2. baş, başIıca
3. muhteşem, debdebeli, saltanatlı
4. heybetli, muazzam
5. fevkalade, enfes
6. (müz.) kuyruklu piyano
7. (A.B.D.), (argo) bin dolar. grandaunt büyük teyze veya hala. Grand Canal Venedik'te en büyük kanal. grand daughter kız torun. grand duke grandük, eski Rusya'da çarın oğlu. grandfather, grandpa büyükbaba, dede. grandfather clock sarkaçlı büyük dolap saati. grand jury (huk.) soruşturma heyeti. grandmother, grandma anneanne, babaanne, nine. grandnephew yeğen oğlu. grandniece yeğen kızı. grand opera opera. grandparent büyük baba veya anne. grand piano kuyruklu piyano. grandsire büyük baba. grand slam (iskambil) bir elde hepsini kazanma. grandson erkek torun. grand stand tribün. grand total umumi yekün. grand tour görgü ve bilgilerini artırmak için eski zamanlarda genç İngiliz asilzadelerinin Fransa ve italya'nın belli başlı şehirlelerine yaptıkları uzun seyahat, büyük gezi. granduncle büyük amca. grand vizier sadrazam. in grand style gösterişli, tantanalı, son modaya göre. grandly muhteşem bir şekilde
8. gösterişli olarak. grand ness ihtişam, azamet, büyüklük
9. gösteriş.

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

grand

ulu
yüce
görkemli
büyük
heybetli
görkemli
parlak
debdebeli
muhteşem
tatlı
güzel
hoş
çok iyi
enfes
mükemmel
baş
yüksek
en önemli
ana
ince
kibar
tam
bütün
genel
(insan) önemli
bin dolar
kuyruklu piyano


Son arananlar: