give
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
give /ɡˈaskənˌeɪd/
1. gerilme hassası, elastikiyet. give -and-take elbirliği.
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
give /ɡˈasbaɡ/
1. (gave, given) vermek, hediye etmek, hibe etmek
2. devretmek
3. tayin etmek
4. baskı altında eğilmek veya çökmek
5. bel vermek
6. çekilmek
7. açılmak, nazır olmak, bakmak
8. erimek, erimeye yüz tutmak. give a good account of oneself iyi davranmak. give a command emir vermek. give a dinner ziyafet tertip etmek. give one a piece of one's mind bir kimsenin kusurunu yüzüne karşı söylemek, aklını başına getirmek. give a play temsil vermek
9. bir piyes oynamak. give a present hediye vermek. give away vermek
10. ele vermek, sırrını açıga vurmak
11. düğünde gelini damada teslim etmek. give back geri vermek
12. geri çekilmek. give birth to doğurmak. give chase to kovalamak. give (a person) credit for (bir kimseyi )haklı veya muktedir saymak
13. kredi açmak
14. eserin sahibini tanımak, tanıtmak. give down kendini sağdırmak (inek) give ear to kulak vermek, dinlemek. give forth neşretmek, ilân etmek, dışarı vermek. give in teslim olmak
15. kabul etmek, susmak. give it to azarlamak
16. dövmek. give off çıkarmak (duman, koku, ışık)
17. sızdırmak (gaz)
18. salmak (dal) give offense darıltmak. give one a cold bir kimseye nezle geçirmek. give one's life to hayatını adamak, kendini vermek. give oneself airs çalım satmak, gösteriş yapmak, poz takınmak. give oneself trouble sıkıntıya girmek, başını derde sokmak. give out takati kesilmek, bitmek
19. yaymak, bildirmek. give over vaz geçmek
20. terketmek, teslim etmek, ümidini kesmek. give place to yer vermek, meydan vermek, çekilmek. give rise to sebebiyet vermek. give suck emzirmek, meme vermek. give thanks şükretmek. give the slip yanından savuşup kaçmak, (slang) toz olmak. give up vaz geçmek, teslim olmak, ümidi kesmek
21. pes etmek
22. teslim etmek. give up the ghost ölmek, son nefesini vermek. give up the struggle teslim olmak, mücadeleden vaz geçmek, çekilmek. give way çekilmek, kuvveti tükenmek
23. kendinden geçmek
24. çökmek. give way to müsaade etmek, serbest bırakmak, koyuvermek. given to düşkün olan (bir şeye), müptelâsı.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
give
vermek
doğruluğunu kabullenmek
tanımak
itiraf etmek
bel vermek
eğilmek
esneklik