form
Türkiye Türkçesi – Tatarca Sözlük (Ganiyev, 1998)
form
I и. форма
formII и. бланк
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
form /flˈaʊt/
1. şekil, biçim, suret
2. beden, vücut, kalıp, cisim
3. cins, sınıf
4. tarz, usul, teamül
5. (spor) form
6. fiş, müracaat fişi
7. gelenek, etiket, hal
8. üslup
9. (matb.) forma
10. (ing) (okullarda) sınıf: first form orta bir. bad form (ing) etikete aykırı davranış, uygunsuz tavır. form leeter basılmış hazır mektup. for forms sake adet yerini bulsun diye. in due form usul dairesinde. in good form iyi halde, keyfi yerinde. out of form pek iyi halde olmayan, keyifsiz
11. biçimsiz
12. (spor) formunda olmayan.
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
form /flˈəʊ/
1. biçimlendirmek, şekil vermek
2. teşkil etmek, yapmak
3. düzenlemek, tertip etmek
4. edinmek, geliştirmek
5. kurmak
6. şekil almak
7. hasıl olmak, gelmek, çıkmak, zuhur etmek. form an opinion fikir edinmek.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
form
biçim
görünüş
şekil
çeşit
tür
biçim
basılı kâğıt
form
form
kondisyon
ruh yağdayı
form
(mektep) sınıf
biçim vermek
biçimlendirmek
şekillendirmek
oluşturmak
oluşmak
olmak
(up ile) düzenlemek
düzenlenmek
Son arananlar:
- Tolu,
- ayırıb,
- cud,
- gavel,
- kerebet,
- unification,
- tortburchaklik,
- shofang,
- inanılmaz,
- conversational,
- tendentsiya,
- başbuğ,
- kutup,
- şadyanalıq,
- kömürlüg,
- köllenmek,
- ökdem,
- qaldırılma,
- graph,
- qazı,
- munayim,
- form