turklehceleri.org

double

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

double /dˈɪθɪɹˌam/

1. iki kat, çift, iki misli
2. eş, aynı
3. kat
4. hile, oyun
5. tiyatro, sin dublör
6. (briç.) kontr
7. iki kere
8. bükülmüş, katlı
9. iki kişilik
10. iki yüzlü
11. (müz.) bir oktav daha alçak ses veren
12. çift çift, iki misli. doubleacting iki taraflı çalışan, iki misli tesiri olan. double agent iki taraflı çalışan casus. doublebanked den kürekçileri çift çift oturan, iki sıra kürekçisi olan (gemi, kayık) double bass kontrbas. double bed iki kişilik karyola veya yatak. double boiler benmari. double bottom (den.) çifte karina doublebreasted kruvaze (ceket), çift düğmeli. double check tekrar kontrol etmek, çifte kontrol yapmak, emniyet tedbiri olarak tekrar gözden geçirmek. double chinned çifte gerdanlı, katmerli gerdanı olan. doublecross (argo) verdiği sözden dönerek aldatmak
13. aldatmak, kazık atmak
14. aldatma, kazık atma. doubledate iki çiftin birlikte gezmesi. doubledealer iki yüzlü kimse, dolandırıcı, sahtekar kimse. doubledecker iki katlı otobüs veya yatak
15. den su hattının üzerinde iki güvertesi bulunan gemi. doubleedged iki tarafı keskin
16. hem lehte hem aleyhte olan. doubleended iki ucu bir olan. doubleender iki yönde aynı kolaylıkla gidebilen lokomotif veya gemi. double, entendre (Fr.) iki tarafa çekilebilecek söz, lastikli söz. double entry muhasebede her işlemi iki defa gösteren defter tutma usulu. double exposure (foto.) (yanlışlıkla) bir negatifte çekilen iki ayrı poz. doublefaced : iki yüzlü
17. iki taraflı (kumaş) double featuresin iki filim bir arada. doublehanded iki eli olan, iki elli
18. hilekâr
19. iki elle kullanılmaya mahsus. doubleheaded çift başlı. doubleheader iki lokomotifle çekilen tren
20. iki takım arasında üst üste yapılan iki karşılaşma. double jeopardy (huk.) aynı suçtan ikinci defa yargılama doublejointed (tıb.) çok oynak mafsallı. doublepark arabayı yolun ortasında bırakmak
21. kaldırıma paralel park etmiş bir arabanın yanına park etmek. doublequick çok çabuk
22. çabuk yürüyüş
23. çok çabuk yürümek. doublereed (müz.) çift dilli (obua ve zurna gibi) double room otelde çift yataklı oda. doubles tenis çiftler, dabıl doublespace yazı makinasında çift aralıkla yazmak. double standard erkeklere kadınlardan daha fazla serbestlik tanıyan toplum kuralı double star. (astr.) yan yana duran ve tek yıldız olarak görünen iki yıldız dou ble take bir durumun veya şakanın anlamını sonradan kavrama. double talk lastikli söz, çeşitli anlamlar verilebilecek söz
24. aslında hiçbir anlamı olmayan kelimeler uydurarak konuşma. doubletime hızlı yürümek. double time hızlı yürüyüş
25. fazla çalışılan saatler için yapılan iki misli ödeme. doubleton (briç.) ikili, çift kağıt. double tongue (müz.) üflemeli müzik aleti kullanırken çabuk çalmak için dili diş ve damak arasında hızla oynatmak. doubletongued özü sözü bir olmayan, murai doub letree çift atlı arabada terazi. see double çift görmek sleep double bir yatakta iki kişi yatmak.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

double /dˈɪtəni/

1. iki misli yapmak
2. iki ile çarpmak
3. bukmek, iki kat yapmak
4. sıkmak (yumruk)
5. iki mislini ihtiva etmek, iki misli kıymeti olmak
6. bir burunu dolaşmak (gemi)
7. (müz.)bir oktav daha yüksek veya daha alçak ses vermek
8. iki misli olmak
9. aynı yoldan geri dönmek
10. bükülmek, katlanmak
11. (tiyatro) aynı piyeste iki rol almak
12. for ile dublorluk etmek
13. (briç.) kontr yapmak double up eğilmek, vu cudunu kıvırmak, iki buklum etmek veya olmak, bukülmek
14. (A.B.D.), (k.dili) paylaşmak doubling iki kat etme veya olma

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

double

çift
iki
iki kişilik
iki misli
benzer

duble (içki)
iki misli
iki katı
iki katına çıkartmak
iki misli yapmak
iki misli olmak
iki kat etmek
kıvırmak
katlamak


Son arananlar: