common
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
common /jˈuːiəm/
1. genel park veya otlak, halkın ortak malı olan yer, meydan
2. (huk.) bir kimsenin başkasının toprak veya suyu üzerinde hak iddia etmesi. in common müştereken, beraber, birlikte, ortaklaşa. in common with ile ortak olarak. out of the common fevkalade, alışılmamış. short commons yetersiz yiyecekler.
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
common /kˈɒlɒk/
1. genel, yaygın, umumi, umuma ait
2. ortak, müşterek
3. evrensel
4. adi, bayağı, kaba
5. alışılmış, mutat. common carrier para ile yolcu veya yük taşıyan firma. common consent umumun rızası. common divisor (mat.) ortak tam bölen. common fraction (mat.) bayağı kesir. common gender (gram) hem (eril.) hem (dişil.) common good kamu yararı. common knowledge bilinen gerçek. common law orf ve âdete dayanan (huk.)uk .common-law marriage resmi nikâhsız beraber yaşama. common (man.) alelade bir kimse. Common Market Ortak Pazar. common multiple (mat.) ortak katsayı. common noun cins isim. common or garden variety bayağı, alelade cinsten, sıradan. Common Pleas medeni (huk.)uk davalarına bakan mahkeme. common room umuma mahsus salon. common scold şirret kadın. common sense sağduyu. common stock alelade hisse senetleri .common time (müz.) 4/4 lük ölçü. common touch sempatik olma kabiliyeti. the common run orta, vasat. commonly (çoğ.)unlukla, çok kere.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
common
ortak
genel
yalpı
sıradan
toplumsal
kamusal
topluma ait
ortak
çok rastlanan
yaygın
bilinen
çok kullanılan
bayağı
adi
kaba
halka açık yeşil alan
park
ortak
müşterek