age
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
age /ˈaɡeɪt/
1. yaş, çağ, devir, devre. chronological age kronolojik yaş. dark ages karanlık devirler. for ages, for an age uzun bir zaman, senelerce, çoktan beri. mental age (psik.) zekâ yaşı. of age reşit, rüştünü ispat etmiş. under age reşit olmamış, rüştünü ispat etmemiş. ageliss ihtiyarlamaz, kocamaz, eskimez. agelong uzun zaman süren.
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
age /ˈaɡeɪv/
1. yaşlanmak, ihtiyarlamak, kocamak: eskitmek aged yaşlı, ihtiyar aged yıllanmış, dinlendirilmiş (içki)
2. yaşındaki .
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
age
yaş
yaşlılık
rüşt
çağ
çok uzun zaman
asır
yaşlanmak
ihtiyarlamak
eskimek
ihtiyarlatmak
eskitmek
(şarap/vb.) yıllanmak
yıllandırmak