turklehceleri.org

Small

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

small /ʃˈɪntəʊ/

1. ufak, ufacık, küçük, mini mini
2. önemsiz
3. ahlakça zayıf olan, alçak, soysuz
4. ince, hafif
5. kuvvetsiz
6. adi
7. az, cuzi
8. ufak şey
9. az miktar
10. bir şeyin ince yeri
11. hafif hafif, yavaşça
12. önemsizce. small arms tabanca gibi ufak silahlar, el silahları. small beer hafif bira
13. (İng.) ehemmiyetsiz iş veya kimse. small change bozuk para. small craft küçük gemiler. small fry ufak balıklar
14. önemsiz kimse veya şeyler
15. küçük çocuklar. small hours gece yarısından sonraki saatler. small letter küçük harf. small of the back sırtın en dar (kıs.)mı. small potatoes (A.B.D.), (argo) önemsiz kimse veya şey. small talk önemsiz sohbet. small time (A.B.D.), (argo) önemsiz, ikinci derecede. feel small mahcup olmak. in a small way gösterişsiz şekilde
16. azıcık. in small numbers azar azar. smallish ufakça. smallness ufaklık.

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

small

küçük
ufak
balaca
önemsiz
ufak
küçük küçük
ufak ufak


Son arananlar: