turklehceleri.org

SEN

Türkiye Türkçesi – Tatarca Sözlük (Ganiyev, 1998)

sen

а. син с. sen bilirsin син үзең яхшырак беләсең, үзеңә кара ◊ sen sağ ol! сиңа саулык! (кемнең дә булса авыруы яисә үлеме турында хәбәр итәр алдыннан әйтелә торган сүз); sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa? син ага, мин дә ага, бу сыерны кем сава; син дә мулла, мин дә мулла, атка печән кем сала?

Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü (Ercilasun, 1991)

sen

Türkiye Türkçesi: sen
Azerbaycan Türkçesi: sän
Başkurt Türkçesi: hin
Kazak Türkçesi: sen
Kırgız Türkçesi: sen
Özbek Türkçesi: sen
Tatar Türkçesi: sin
Türkmen Türkçesi: sen
Uygur Türkçesi: sän
Rusça: tı

Azerbaycan Türkçesinin Açıklamalı Sözlüğü (Orucovun, 2006)

sen

is. Yaponiyada xırda pul.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

sen /skˈeɪbiz/

1. (kıs.) senate, senator, senior.

Özbekçe—İngilizce Sözlük (Dirks, 2005)

sen

you (sing. and familiar). ~ e, men e ~ je, men je) qolganini tomga tashla There's more food here than we can eat. (hap) ~imi! I'll show you yet!

Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)

sen

I, 1. sen; senin (genitif): senin; seni: seni; sağa (yahut saa yahut sağan) sana: seni menen: senin ile; seni: vay seni; sensiñbi? bu sen misin? 2. bazan siz manasiyle de kullanıldığı vardır; ağalarım, seni izdelp, atamdı taştap çıkkamın folk: ağalar, sizi (hraf. seni) arayıp, babamı bırakıp gitmişim.

Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)

sen-

II, donmak, kemik haline gelmek; ölüp, katıp senip kalıptır: ölüp katılaşmış, donmuştur.

Türkmencenin Açıklamalı Sözlüğü (Kyýasowa, 2016)

sen

Ýaş taýdan özüňden kiçi ýa-da has ýakyn adamlara ýüzlenilende ulanylýan çalyşma (sen sözüniň düşümlerde üýtgeýşi: sen, seniň, saňa, seni, sende, senden). Hawa, Myrat, men aýdyp ýörmesem- de öz ýanymdan seniň gadryňy gaty bilýändirin (H. Derýaýew).
 ‣ Sen, men ýok duýdansyz, birden. Gelen adamlar ony gördüler-de, sen, men ýok, üstüne topuldylar.

Uygurca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Kurban, 2016)

sen

Sen. Sende – Sende. Séning kitabing – Senin kitabın. Séningki – Seninki. Séningkide – Seninkinde. Sanga – Sana. Sangichu? – Peki sana? Senmu – Sen de. Sangila – Sadece sana.

Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)

sen

sen. Men ~i süyeme: ben seni seviyorum, ~ aythannı añıladım: senin dediğini anladım, sen kayda caşaysa: ~ nerede yaşıyorsun, ~den Allah bıla tileyme: senden Allah için diliyorum, ~den hayır cokdu: senden hayır yok, ~ aythan bolsun: senin dediğin olsun, ~ aythanlay: senin dediğin gibi, ~ bilmegen ne bardı: sen bilmedik ne var, ~den özge: senden başkası, ~siz ne eterikbiz: sensiz ne yapacağız, ~i bıla üylenirge izleyme: seninle evlenmek istiyorum, ~ley bolsun ceti kanlım (d): senin durumuna düşsün yedi kanlım, Allah ~i sıylasın (d): Allah seni yüceltsin, ~i cavuñ anı körsün (d): senin düşmanın onun durumunu görsün, ~ patçahnı emçek ulanımısa (d): sen padişahın süt oğlu musun, ~i sıyıñ töppemdedi (d): senin şerefin başımın üstündedir, ket, ~ aman: defol, sen pis herif, oy ~i oğese: ah sen yok musun, tohta ~i: dur seni! ~ biy men bay, atnı suvğa kim eltsin (d): sen soylu ben zengin, atı sulamaya kim götürsün, ~i börküñü tübünde ~den cigit cokdu (d): senin şapkanın altında senden yiğit yok, ~ tuthan tavuknu men ertde culkğanma (d): senin tuttuğun tavuğu ben çok eskiden yolmuştum, ~ tülkü eseñ men da kuyruğuma (d): sen tilki isen ben de kuyruğuyum, ~ ullu, men mazallı, uvak cumuşlanı kim eterikdi (d): sen büyük, ben iri, küçük işleri kim yapacak, üy de ~i, caşav da ~i kalay süyseñ alay et (d): ev de senin, hayat da senin, nasıl istersen öyle yap.

Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)

sen

sen·1, 36, 43, 74, 76, 79,87,110, 126, 134, 207, 281, 339, 353. 365, 391, 403, 412, 462, 529;II, 40, 42, 69, 167, 185, 204, 347; III, 26, 124,131,138,145,147,154,173,178,179. 207, 208, 214, 222, 233, 234, 256, 349, 357, 367, 440-


Son arananlar: