turklehceleri.org

Bok

Özbekçe—İngilizce Sözlük (Dirks, 2005)

bok

(Persian) fear, concern. hech ~isi yo'q It's harmless.

Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)

bok

. avm. gait; bok-cin bk. cin II; bok kuy- : tezek yapmak; bok murun 1) sümüklü 2)Kırgız destanı kahramanlarından birinin adıdır; bok ooz : pis ağız, ağzı bozuk, küfürbaz; bokton oñoy : en kolay şey , en basit; bok ce- : mânasız, ahmakça söz söylemek yahut iş yapmak; bok cebe! mânasız (ahmakça) söz söyleme yahut iş yapma! ; uruştun başı -- <> ats. : dövüşün başı - sövmedir ; cebegeni bok boldu folk. : yapmadığı mânasızlık kalmadı; bokko carabayt : hiçbir işe yaramıyor; çoyundun bogu yahut temirdin bogu : cüruf, demirboku..

Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)

bok

bok, pislik, çöp, süprüntü, kir. Kulak ~: kulak kiri, üyboğu: süpürüntü, avboğu: çerçöp (hububatın savrulması sırasında alttarafa ayrılan çerçöp), kesmük, kes, koy ~: koyun gübresi, ol işni artı ~du: o işin sonu bombok, ~ işkil: beceriksiz, hantal, işkembesi büyük, ~una kavra çançılğan (d): bokuna kamış dikilen ( işi bitik).

Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)

bok

bok·III, 129


Son arananlar: