BUT
Türkiye Türkçesi – Arı Duru Türkçe Sözlüğü (Kuleli, 2013)
but
[Köken: Yerel] San, But
Türkiye Türkçesi – Tatarca Sözlük (Ganiyev, 1998)
but
и. бот; бот ите
Arı Duru Türkçe – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Kuleli)
but
1. Bacak
2. But
Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü (Ercilasun, 1991)
but
Türkiye Türkçesi: but
Azerbaycan Türkçesi: bud
Başkurt Türkçesi: bot iti takım
Kazak Türkçesi: but san
Kırgız Türkçesi: san
Özbek Türkçesi: sàn
Tatar Türkçesi: bot (iti)
Türkmen Türkçesi: būt
Uygur Türkçesi: san
Rusça: l'ajka
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
but /bˈɜːɡ/
1. (edat.), (bağlaç.), -den gayri, -den hariç
2. (bağlaç.) fakat, ama, lakin, ancak, halbuki, ki
3. sadece, yalnız. No if or buts! itiraz yok! all but -den gayri az kalsın. but for saye sinde, olmasaydı. but what ki, gene de, rağmen. There was never a new plan but what someone objected to it Yeni hiç bir plan yoktur ki birisi itiraz etmesin.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
but
ama
ama
ancak
ki
-den başka
Özbekçe—İngilizce Sözlük (Dirks, 2005)
but
1: full, replete, complete. noni ~ well off, well fed and clothed.but 2 coll.crotch; (dial.) leg.
3: (Persian) idol, graven image; cross, crucifix.
Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)
but
I, r. pud (Rus ağırlık ölçüsü) .
II, 1. bacak, but (insan hakkında); butunun başı menen : ayağının uçlariyle; butu kolu cerge tiybey cüröt mec. : sevinçten kendisinden geçmiş; 2. art ayak.
III. sans. put; mukaddes tasvir.
Türkmencenin Açıklamalı Sözlüğü (Kyýasowa, 2016)
but
at. Butparazlaryň çokunýan şekilleri. Butparazlar butdan alsa myradyn, Hajatyny hakdan dilän almazmy?! (Magtymguly).
BUT [bu:t], at. Aýagyň dyz bilen çatalba aralygyndaky bölegi. Maňlaýy sakar al atyň art butlary çykyn-çykyn bolup durdy (B. Kerbabaýew).
Uygurca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Kurban, 2016)
but
Put 2. İkona.
Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)
but
bacak, but. Bazık ~: uyluk, ~ları kaltırağan: bacakları titreyen, takatsiz, ~u uyuğan: bacağı uyuşan.
Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)
but
but,I, 254;III, 120
değerli ve büyük peruze· III, 120
büyük bir adamın armağanını getirene verilen bahşiş,III, 120