üyür
Pure Turkish to Turkish (Kuleli)
üyür
1. Çete, Grup
Kyrgyz—Turkish Dictionary
üyür-
II, evirmek, döndürmek (başlıca hububat elerken eleği); kamçı üyür-: kamçı sallamak; töbösönö kamçı üyürdüm: üzerine kamçı salladım; mağa kamçı üyürdü: benim üzerime kamçı salladı.
Kyrgyz—Turkish Dictionary
üyür
I, at sürüsü (birkaç kısrak ve bir tek aygırdan ibaret olan), üğür üyür bol-: dostlaşmak; üyür al-: alışmak, muhite ısınmak; baldarğa az kündö üyür alıp kettim: çocuklara pek çabuk alıştım, ısındım; koşkoño üyür emes, süygöngö üyür ats-: zorla güzellik olmaz (harfiyen.: verilen adama değil, sevilen adama ısınılır); üyürüñ menen üç toğuz!: üç dokuzluk olun! (yırtıcı hayvan inine yaklaşırken avcı böyle söyler).
Uyghur—Turkish Dictionary (Kurban, 2016)
üyür
Sürü, hayvan sürüsü.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
üyür
aile, yerli, otoktan. Bizni ~übüz bıla sizni ~ügüz bir minibusnu tolturlukdu: bizim ailemizle sizin aileniz bir minibüsü dolduracak, Kafkaznı ~ halklarını kulturu da tarıhı da birdi: Kafkasya'nın yerli halklarının kültürü de tarihi de birdir, kumursha ~: karınca ailesi, balçibin ~: balarısı ailesi.