turklehceleri.org

wrong

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

wrong /wˈɒldɔːf sˈaləd/

1. yanlış
2. haksız
3. ters
4. uygunsuz
5. usule uygun olmayan
6. bozuk
7. makbul olmayan
8. istenilmeyen
9. ahlaksız
10. yanlış şekilde, yanlış olarak, fena surette
11. günah
12. hata, kusur
13. yalan
14. haksızlık
15. gadir, zulüm
16. zarar
17. sapıklık, yanlış yol
18. hakkını yemek veya iptal etmek
19. zarar vermek, gadretmek, zulmetmek, haksızlık etmek
20. yanlış şekilde göstermek
21. lekelemek. wrong font (matb.) yanlış takımdan harf. wrong side out tersi yüzüne dönmüş. go wrong yanılmak, sapmak. say the wrong thing pot kırmak. I don't see anything wrong with it. Onda hiç bir acayiplik görmüyorum. Bunda hiç bir sakınca görmüyorum. What' wrong with him? Onun nesi var? The party started on the wrong foot. Toplantı aksiliklerle başladı. He is on the wrong side of sixty. Altmışını geçkindir. The water went down the wrong way. Su genizine kaçtı. Don't get me wrong. Beni yanlış anlama. There' something wrong with him. Onda bir acayiplik var. He was born on the wrong side of the blanket. O piç olarak doğdu. wrongly yanlış bir şekilde.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

wrong

yanlış
uygunsuz
ters
haksız
kötü
ahlakdışı
bozuk
haksızlık etmek
günahını almak


Last searches: