wild
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
wild /vˈaɪsvəsə/
1. yabani, yabanıl, vahşi
2. çılgın, deli gibi
3. arsız, terbiyesiz
4. hoyrat
5. zırzop
6. savruk
7. dönek, güvenilmez
8. hiddetli, azgın
9. fırtınalı
10. çok hevesli, meraklı
11. hükmedilmemiş
12. serseri (kurşun)
13. bazı iskambil oyunlarında kıymeti sabit olmayan (kart)
14. "the" ile çorak ve ıssız yer, çöl, kır, cengel. wild and wooly (k. dili) vahşi, medenileşmemiş
15. gözü pek, atılgan. wild ass yaban eşeği. wild boar yaban domuzu, (zool.) Sus scrofa. wild cherry yabani kiraz. wild goose yaban kazı. wildgoose chase ele geçmez bir şeyin peşinden koşma. wild oats yaban yulafı. sow one' wild oats gençken fazla serbest bir hayat yaşamak. wild pitch (beysool) topun çok açığa atılması. wild rice su pirinci, yabani pirinç, (bot.) Zizania aquatica. Wild West (A.B.D.)'nin eskiden medeniyetin girmediği batı tarafları. be wild about (k. dili) çok beğenmek, bayılmak, (bir şey için) deli olmak. in wild disorder büyük karışıklık içinde. It drives me wild Beni çıldırtıyor Beni çileden çıkarıyor. run wild başıboş kalmak
16. yabanileşmek. wild'ly vahşice, çılgınca. wild'ness vahşilik, yabanilik.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
wild
vahşi
yabani
hiddetli
kızgın