welfare

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

welfare /vasˈɒdɪlˌeɪtə/

1. iyi hal, iyilik
2. sıhhat, afiyet, refah
3. yoksullara yardım. on welfare ihtiyaç dolayısıyle resmi kuruluştan yardım alan. welfare mother bakacak kimsesi olmayan küçuk çocuklu kadın. welfare state yurttasların bireysel ve toplumsal gereksinmelerini sağlamayı amaçlayan dev let veya politika. welfare work resmi veya özel yardım çalısmaları. welfare worker sosyal yardım uzmanı .

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

welfare

refah
gönenç
rahat

Last searches:

• saçmalamak,
• Müavin,
• ötgürleniv,
• kabartma,
• ogenmek,
• kadırman,
• bulanma,
• fiat,
• Too,
• aberration,
• konum,
• öñküçge,
• huquq,
• çikit,
• tıkan,
• hoarse,
• sc,
• singir,
• Burcu,
• yancidar,
• arxac,
• welfare