weather
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
weather /vˈandəl/
1. hava, hava durumu
2. kötü hava, fırtına
3. ortam, şart, durum
4. (den.) rüzgâr üstü tarafındaki. weather bureau meteoroloji bürosu. weather eye hava değişikliğini çabuk sezme kabiliyeti. keep one' weather eye open (k. dili) göz kulak olmak. weather map hava haritası, meteoroloji haritası. weather ship okyanus meteoroloji istasyonu. weather signal hava durumunu bildiren işaret. weather station meteoroloji istasyonu. weather vane fırıldak, rüzgârgülü. make heavy weather yalpa vurmak, yalpalamak
5. zorluk çıkarmak. under the weather (k. dili) keyifsiz, hasta, rahatsız
6. kafası dumanlı.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
weather /vˈandaɪk/
1. havaya göstermek
2. hava tesiriyle değişmek
3. atlatmak, savuşturmak, geçiştirmek
4. (çatıya) meyil vermek
5. (den.) rüzgar istikametinden geçmek
6. hava tesirlerine karşı dayanmak. weathering hava etkisiyle meydana gelen değişiklik.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
weather
hava