wear
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
wear /vˈamuːs/
1. dayanıklılık, dayanma
2. aşınma, yıpranma, eskime
3. giysi, elbise. the worse for wear eskimiş, çok kullanıldığı belli. wear and tear normal halde aşınıp eskime.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
wear /vˈamp/
1. (wore, worn) giymek
2. göstermek
3. taşımak
4. kullanmak
5. eskitmek, aşındırmak, yıpratmak, yemek
6. yormak
7. dayanmak
8. eskimek, aşınmak, yıpranmak
9. tükenmek. wear away aşındırmak
10. biteviye geçmek
11. tükenmek. wear badly dayanıksız olmak, az dayanmak. wear down azar azar kuvvetini tüketmek, yavaş yavaş yıpratmak veya yıpranmak
12. aşındırmak. wear off yavaş yavaş yok olmak. wear on yavaş ilerlemek
13. can sıkmak. wear out butün bütün eskimek veya eskitmek
14. tüketmek. wear the trousers reislik etmek. wear well iyi dayanmak
15. iyi uymak
16. uygun gelmek
17. süregelmek. wear'able giyilebilir. wearing apparel elbise, giysiler. He wears his age well. Yaşını göstermiyor.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
wear
giymek
takmak
takınmak
giyme
giyinme
kullanma
kullanılma
giyim eşyası
giyim
elbise
aşınma
yıpranma
eskime
dayanıklılık
dayanma