warrant
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
warrant /ˈʌʃə/
1. temin etmek
2. teminat vermek, garanti etmek
3. korkusuzca beyan etmek
4. salahiyet vermek
5. memur etmek
6. izin vermek, ruhsat vermek
7. kefil olmak
8. hak kazandırmak
9. her zararını tazmin edeceğine taahhüt etmek. No excuse can warrant this misbehavior. Hiçbir özür bu kötü davranışı mazur gösteremez. Bu kötü davranışa göz yumulamaz. I warrant you. Sizi temin ederim ki. warrantable caiz
10. garanti edilir. warrantably caiz sayılacak şekilde.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
warrant /ˈʌslə/
1. (huk.) tevkif müzekkeresi
2. arama tezkeresi
3. kefalet, teminat, garanti
4. ruhsat, yetki, salâhiyet
5. makbuz
6. (ask.) tayin emri. warrant for one' arrest tevkif müzekkeresi. warrant officer gedikli erbaş.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
warrant
yetki
ruhsat
teminat
garanti
mazur göstermek
hak tanımak
garanti etmek