wait
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
wait /ˈʌpɹaɪz/
1. beklemek
2. hazır olmak
3. bekletilmek, durmak
4. (k. dili) ertelemek, bekletmek. wait for beklemek. wait on hizmetçilik yapmak, servis yapmak
5. ziyaretine gitmek
6. bağlı olmak
7. (leh.) beklemek. wait on one hand and foot birinin etrafmda dört dönmek. wait at table servis yapmak. wait up for one birini beklemek için yatmamak. wait tables garsonluk yapmak. Wait a minute! Bir dakika! in waiting refakat eden, nedimelik yapan. keep one waiting birini bekletmek. waiting list bekleyenler listesi, yedek liste. waiting room bekleme odası. Don't wait supper for me. Yemek için benim gelmemi bekleme. Wait your turn Sıranı bekle. Everything comes to him who waits. Sabreden derviş muradına ermiş.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
wait /ˌʌpɹˈɪvə/
1. bekleme, bekleme süresi
2. gecikme
3. ara
4. pusu
5. (İng.) Noel'de sokaklarda çalıp söyleyen müzisyen grubu üyesi. lie in wait pusuya yatmak.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
wait
beklemek
bekleme
bekleyiş
Last searches:
- meyillənmə,
- i.bik,
- tutaş,
- balıq-beli,
- modern,
- geometry,
- ağabey,
- tuhmat,
- kepit,
- özerkliräk,
- sığını,
- caroline,
- SÜREKLİ,
- bistik,
- satıv,
- Kundak,
- mazat,
- elachiliq,
- qiymətləndirilmək,
- ejaza,
- immaturity,
- wait