tırnak
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
tırnak
и. 1) тырнак; 2) (төрле җайланмаларда) тырнак, тырнакча, тырнакчык, эләктергеч ◊ tırnak göstermek тырнак күрсәтү; tırnak kadar тырнак кадәр; tırnak sürüştürmek гауганы кузгату; tırnakı olamamak (кемнең, нәрсәнең) тырнагына да тормау
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
tırnak
Türkiye Türkçesi: tırnak
Azerbaycan Türkçesi: dırnag
Başkurt Türkçesi: tırnak
Kazak Türkçesi: tırnak
Kırgız Türkçesi: tırmak
Özbek Türkçesi: tirnàk
Tatar Türkçesi: tırnak
Türkmen Türkçesi: dırnak
Uygur Türkçesi: tirmak tiymak
Rusça: nógot'
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
tırnak
tırnak, pençe. ~nı uçu teñli: tırnağın ucu kadar, ~nı buzovu: tırnağın altındaki yumuşak kısım, tırnak yatağı, et bıla ~ça (d): etle tırnak gibi, artık ~: artık tırnak, fazladan olan tırnak, kuş ~: kuş pençesi, it ~: köpek tırnağı, aslan ~: aslan pençesi, ~ kara: tırnak kiri, tırnak altındaki siyah kir, ~nı karasına sanamam (d): tırnağın kirine saymam.